A Parti Genel Başkanı Ağıralioğlu: İktidarı bütün aktifiyle, pasifiyle devralıyorum (2)

‘MİLLET ARTIK DEDİKODU, HAMASET DEĞİL, ÇÖZÜM İSTİYOR’

Anahtar Parti Genel Başkanı Yavuz Ağıralioğlu, muhtarlarla buluşmasının ardından bir otelde basın mensuplarıyla bir araya geldi. Gazetecilerin sorularını yanıtlayan Ağıralioğlu, partisinin kurulma dönemine değinerek “Biz milliyetçiliğin de, muhafazakarlığın da, sosyal demokratlığın da bunların lakırdısından biraz yorulduğumuz zamana kuruluyoruz. Millet ‘İllallah’ etti. Millet artık bu lafı sözü edilen ne kadar alan varsa ne kadar iddia varsa bu iddiaların gerçekleştiği bir ülke görmek istiyor. Yani faizin haram olduğunu duymak istemiyor, faizin ekonominin üzerine yük olmadığı bir ülke görmek istiyor. Rüşvetin ne kadar feci bir ahlaksızlık olduğuna dair nasihat duymak istemiyor, rüşvetin imkan bulamadığı bir ülke görmek istiyor. Milletin ne kadar büyük bir millet olduğunun anlatıldığı milliyetçi nutuklar duymak istemiyor, milleti büyük görmek istiyor. Geçmişte ne kadar büyük devletler kurduk diye övünen bir milliyetçilik yerine ülkesini büyük yapan bir milliyetçilik mahareti görmek istiyor. Sosyal adalet diye sabaha kadar konuşup konuşup, seçkinci bir siyasal entelektüel temaşaya kurban olmuş solculuk istemiyor, solun memleketin sosyal demokrasi adına dertlerini çözebilen maharetlerini görmek istiyor. Millet artık dedikodu duymak istemiyor, hamaset duymak istemiyor, çözüm duymak istiyor. O yüzden siyasetin yeni merkezi bence yapabilme kabiliyetidir” dedi.

‘BİZ MİLLETİN ‘A’ PLANIYIZ’

Anahtar Parti’nin mesuliyetinin konuşmak değil yapmak olduğunu belirten A Parti Genel Başkanı Ağıralioğlu, “Yapabilme kabiliyeti olan bir memlekete bundan daha iyi bir memleket sunmaktır. O yüzden bunu tarif ederken ideolojik bir alana sıkıştırılmasını doğru bulmuyorum. Ortalama Türk milleti milletini sevmek cihetiyle milliyetçidir. Müslümanlık bizim milli dinimiz gibidir. Ama biz bu değerler üzerinden yapılan kavgayı doğru bulmuyoruz. Dindarlarımız olsun, ahlaklı olsunlar. Milliyetçilerimiz olsun, vizyoner olsunlar. Sosyal demokratlarımız olsun, iddiaları millete bolluk bereket olsun, esenlik olsun istiyoruz. ‘Herkes konuşuyor, millet fakirlik buluyor. Herkes nutuk atıyor, millet hukuksuzluk görüyor. Herkes güzel bir ülke hayali kuruyor, memleket berbat oluyor, bu nedir?’ hissiyatının arifesindeyiz. O hissiyatın üzerine kuruluyoruz, o kızgınlığa kuruluyoruz, o ümitsizliğe kuruluyoruz, ümide doğru kuruluyoruz, birleşmeye doğru kuruluyoruz. Siyaset bizim için ilkeli mücadele anlamında yeniden memleketi ayağa kaldırmak yeniden memleketi sarıp sarmalamak gibi bir mesuliyet alanını ihbar ediyor. Biz milletin ‘A’ planıyız. Kimsenin ‘B’ planı değiliz. Hiçbir siyasi denklemin içerisinde birinin yedek planı, birinin bastonu, birinin iktidar hevesinin aparatı da değiliz. Biz Türk Milletinin ‘A planıyız” ifadelerini kullandı.

‘SİYASİ BİR TAHTEREVALLİYE DÖNÜŞTÜ’

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi hakkındaki soruyu yanıtlayan Yavuz Ağıralioğlu, “Bir sistem tartışmasına gerek yok. Ama Türk milletine şöyle bir anlayış kazandırmamız lazım. Sorunlarını doğru konuşabilme, doğru muhasebe edebilme imkanı kazandırmamız lazım Türk Milletine. Şimdi biliyorsunuz bu 6’lı masa yüzde 50 artı 1, Cumhur İttifakı, Millet İttifakı diye bir kavganın içerisinde bir siyasi tahterevalli, şuna döndü: Parlementer sistemi savunanlarla, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ni savunanlar. Bu tahterevalliyi de devletin bekasına inananlarla adaletten ümidi olanlar. Bu tahterevallinin her tarafına yığınak yapıldı. Sonra bu münasebetsiz bir ittifak zeminine, ilkesiz bir siyasal aidiyet iklimine sebebiyet verdi. Sonra biz aslında sistem tartışmasını yapamaz hale geldik. Bu siyasi tahterevalliye yaşadığımız sistemi muhasebe etme imkanımızdan mahrum olarak bir büyük akıbetle karşılaştık. Yani Cumhurbaşkanı 2018’de vaadettiği hiçbir şeyi bulduramadık” diye konuştu.

‘BİZE HALA CUMHURBAŞKANLIĞI SİSTEMİ’Nİ SAVUNUYORLAR’

AK Parti’nin iktidar dönemlerinin en başarılı olduğu dönemin parlamenter sistem döneminde gerçekleştiğini iddia eden Ağıralioğlu, “İktidardaki dönemini 5’er yıllık dönemlere bölerseniz, övündüğü, iftihar ettiği, ‘Başarılarımız var’ diye en çok karnesine yazabildikleri parlamenter sistemde kazandıklarıdır. Yani AK Parti’nin 5’er yıllık 5 dilimini en çok övündüğü başarılarla ilk 3 döneminde ulaşabildi. En çok kızdığı ve tenkit ettiği sistemde yakaladı. En büyük yükü ve en büyük utancı da bütün dertlere derman olacağını iddia ettiği Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nde buldu. Kendi iddialarını, kendi hedeflerini, hiçbirini tutturamayarak utanç sebebi olan bir karneyi Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminde yaşadık. Bize hala Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemini savunuyorlar. Yani kendi sorunlarıyla bile yüzleşme imkanından mahrumlar” şeklinde konuştu.

‘BU SİSTEM KAĞIT ÜZERİNDE DURDUĞU GİBİ DURMADI’

A Parti’nin konuyu sistem tartışmasına dönüştürmek istemediğini söyleyen Ağıralioğlu, “Ama biz şunu konuşmak zorundayız. Bu sistem kağıt üzerinde durduğu dibi durmadı. Bugün ekonominin, bürokrasinin, akademinin, iş dünyasının, basının özgürlüklerimizin yönetim verimliliğimizin, denetimsizliğin ne kadar sorunu varsa bu sorunların sebebi tecrübe ettiğimiz bu sistemin kontrolsüzlüğüdür. Bu kadar kontrolsüz güç tecrübe ettik. Buradan şu sonuç çıktı. Bence Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin en kıymetli sonucu. Türk milletini bu kadar kontrolsüz güce maruz bırakmamalıyız. Türk ekonomisini, akademisini, medyasını, iş dünyasını, bürokrasisini bu kadar kontrolsüz ve denetimsiz bir siyasi gücün tasarrufuna bırakmamalıyız. Çünkü buna maruz kalmış bütün şubeleri, Türk toplumu çökmüştür. Akademi, bürokrasi, iş dünyası, medya, özgürlüklerimiz, bürokrasinin verimliliği, STK’lar hasar almıştır. Bu kadar kontrolsüz güce maruz kalmamamız gerektiğini bu kadar pahalı öğrenmemeliydik, ama öğrendik. Şimdi burada şöyle bir yol bulmalıyız kendimize. Parlamenter sistem, Cumhurbaşkanlığı sistemi tartışmasından daha ziyade, biz yürütmenin her kurulunun hesabını vereceği bir mekanizma kurmalıyız. Yasamayı daha etkin hale getirmeliyiz. Yargıyı da bütün bu mekanizmaları denetleyebilir ve herkesin itimat ettiği bir liman haline dönüştürmeliyiz. Bunun adı ne olursa olsun bizi ilgilendirmiyor. Bunun sonucu bizi ilgilendiriyor. Dolayısıyla bu kadar kontrolsüz ve denetimsiz yürütme, bu kadar inisiyatifini kaybetmiş bir yasama, bu kadar yürütmenin gölgesinde kalmış bir yargı, memleketin bugünkü yükünü sevebilir. Buna iyi diyenlere oy vermeye devam edebilir milletimiz. Biz buna iyi demiyoruz. Bu değişecek. Değişecek derken kast ettiğimiz şey de etkin bir yasama, denetlenebilir bir yürütme ve herkesin itimat edebileceği bir yargıdır. Bunu nasıl sağlayacaksak, o şekilde sağlayacağız. Sistem tartışmasına gerek yok. Ama bu sistem bir sistem değildir.” İfadesini kullandı.

‘SİSTEMİ MİLLETE UYDURACAĞIZ’

Sistemin yanlış olduğunu belirten Ağıralioğlu, “Bu arz ettikleri sistemin bolluğu hissemize düşseydi razı olacaktık, bereket düşseydi razı olacaktık, hazine dolsaydı razı olacaktık, işsizlik bitseydi razı olacaktık, hukuk ayağa kalksaydı razı olacaktık, ya memleket ayağa kalksaydı razı olacaktık. Diyecektik ki ‘Bu Tayyip Bey’e uymuş sistem, fena değil ha’. Diyemedik. Tayyip Bey’e uymuyor diye uydurulmuş sistemi millete uyduracağız” dedi.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir